🥪 Sınıfta Kahvaltı Günü 🍓
1. BÜYÜK DUYURU
Pazartesi sabahıydı. Sınıf öğretmeni Sevim Öğretmen, elinde bir dosyayla sınıfa girdi. Çocuklar hemen yerlerine geçtiler. Herkesin merakı gözlerinden okunuyordu çünkü Sevim Öğretmen heyecanlı görünüyordu.
– Çocuklar, size çok güzel bir haberim var! Bu cuma, okulumuzda “Sağlıklı Kahvaltı Günü” yapacağız! Ve biz de sınıf olarak katılacağız!
Sınıf birden hareketlendi.
– Vaaay! Kahvaltı mı? Sınıfta mı?
– Simit de olacak mı öğretmenim?
– Peki çikolata getirebilir miyiz?
Sevim Öğretmen gülümsedi.
– Hep birlikte karar vereceğiz. Ama öncelikle bu kahvaltının sağlıklı olması gerekiyor. Yani abur cubur yok. Çikolata, gofret, cips getirmek yok. Ama peynir, zeytin, haşlanmış yumurta, meyve, domates, salatalık gibi besinleri getirebilirsiniz.
Çocuklar biraz hayal kırıklığına uğramıştı ama sonra heyecan tekrar geri geldi. Çünkü sınıfta birlikte kahvaltı yapmak gerçekten çok eğlenceli olacaktı.
2. PLAN YAPILIYOR
Öğrenciler, kahvaltı için neler getireceklerini konuşmaya başladılar. Sevim Öğretmen tahtaya bir liste yazdı. Herkes sırayla ismini ve ne getireceğini söyledi:
- Zeynep: Anneannem ev yapımı peynir gönderir.
- Ali: Babam mandalina ve portakal alır.
- Mert: Annem yumurta haşlar, belki şekilli bile yapar!
- Ayşe: Ben simit ve domates getireceğim.
- Bora: Ben anneme söylerim salatalık ve zeytin hazırlar.
Liste uzayıp gitti. Sevim Öğretmen hepsini not aldı ve sonuna “Sevim Öğretmen: Çay ve poğaça” yazdı.
– Harika! Şimdi herkes evde ailesine söylesin, cuma sabahı her şey hazır olsun.
3. HEYECANLI GÜNLER
Hafta boyunca sınıfta tek konu vardı: Kahvaltı Günü! Kim hangi kutuyu alacak, kimin annesi ne yapacak, sofrayı kim süsleyecek…
Zeynep minik karton bardaklar getireceğini söyledi. Ayşe renkli peçeteler bulmuştu. Ali’nin ablası balon şişirip sınıfı süslemeyi teklif etti.
Mert ise babasının kahvaltıdan önce “Besin Piramidi” posteri getireceğini duyurdu. Sevim Öğretmen çok memnun kaldı:
– Müthiş fikir Mert! Sağlıklı beslenmenin önemini o gün konuşuruz.
Çocuklar kahvaltı gününü sabırsızlıkla beklemeye başladılar. Herkes en sevdiği yiyeceği paylaşmak için sabırsızdı.
4. BÜYÜK GÜN
Cuma sabahı sınıfa giren herkesin elinde bir kutu, tabak, sepet ya da termos vardı. Masaların üzeri kısa sürede mis gibi kokularla doldu: Taze simit, poğaça, haşlanmış yumurta, peynir çeşitleri, zeytinler, salatalıklar ve domatesler…
Zeynep’in anneannesi minik peynir topları yapmıştı. Üstelik hepsinin üstünde kürdan vardı. Bora’nın annesi zeytinlere yıldız şekli vermişti.
Sınıf adeta bir açık büfe kahvaltı salonuna dönmüştü!
Sevim Öğretmen masaları düzenlemelerine yardım etti. Peçeteler serildi, tabaklar dizildi, balonlar asıldı. Derken öğretmen ellerini çırptı:
– Hazır mıyız çocuklar?
– Evet!
– O zaman herkes bir tabağa sevdiği kadar alabilir ama önce ellerimizi yıkıyoruz.
Çocuklar sırayla lavaboya gidip ellerini yıkadılar. Sonra kahvaltı başladı.
5. TATLAR, SOHBETLER VE KAHKAHALAR
Kahvaltı sırasında herkes sohbet etti. Zeynep Mert’e peynirini tattırdı. Mert, “Bayıldım!” deyince Zeynep mutlu oldu.
Ali portakalları soyup arkadaşlarına verdi. Ayşe, simitleri bölerek paylaştı.
Sevim Öğretmen, “Yiyecekleri israf etmeyelim, tabağımıza yiyeceğimiz kadar alalım,” dedi. Çocuklar da dikkat ettiler. Kimse tabağında yemek bırakmadı.
Bir ara Mert ayağa kalktı:
– Öğretmenim, şimdi babamın hazırladığı besin piramidi hakkında konuşabilir miyim?
– Elbette Mert, sahne senin!
Mert tahtanın yanına geçti. Elinde büyük bir poster vardı. Üçgen şeklinde çizilmiş bir piramitti. En alt katmanda sebzeler, meyveler, süt ürünleri, orta katmanda et, balık, yumurta, en üstte ise şekerli yiyecekler vardı.
– Bu piramitte en çok alt katmandakilerden yemeliyiz. Üsttekileri ise çok az. Kahvaltımızda peynir, yumurta, sebze, meyve vardı. Yani çok sağlıklı beslendik!
Herkes Mert’i alkışladı. Sevim Öğretmen de onu tebrik etti.
6. HOŞ BİR SÜRPRİZ
Kahvaltı bitince çocuklar sofrayı birlikte topladılar. Bardaklar çöpe atıldı, artıklar uygun şekilde ayrıldı.
Tam oturacaklardı ki kapı çaldı. Okul müdürü Mehmet Bey içeri girdi. Elinde bir çerçeve vardı.
– Sevim Öğretmen ve sevgili öğrenciler! Bu kahvaltıyı duydum ve çok gururlandım. Sağlıklı beslenmeyi eğlenerek öğrendiğiniz için sizi tebrik ederim.
Çerçevenin içinde bir teşekkür belgesi vardı:
“3/A Sınıfı – Sağlıklı Yaşam Öncüsü”
Tüm sınıf alkışladı. Zeynep heyecanla sordu:
– Müdür Amca, yine yapabilir miyiz?
– Elbette! Her ay bir sınıf böyle etkinlik yapacak. Siz ilk oldunuz!
Çocuklar sevinçle zıpladılar.
7. SONRAKİ GÜNLER
O günden sonra okulda “Kahvaltı Günleri” başladı. Her sınıf sırayla sağlıklı kahvaltılar düzenledi. 3/A sınıfı bu konuda öncü olmuştu.
Sevim Öğretmen sınıf panosuna bir not astı:
“Sağlıklı Beslen, Mutlu Yaşa”
Çocuklar kahvaltının sadece karın doyurmak olmadığını, aynı zamanda paylaşmak, öğrenmek ve birlikte olmak anlamına geldiğini öğrendiler.
Zeynep eve giderken annesine dedi ki:
– Anne, biz artık her gün böyle kahvaltı yapalım mı?
Annesi güldü:
– Tabii ki canım kızım. Sen yeter ki iste.
Ve o günden sonra Zeynep’in sabah kahvaltıları daha da güzel geçti.
✨ HİKAYEDEN ÇIKARILACAK DERSLER
- Kahvaltı günün en önemli öğünüdür.
- Paylaşmak ve birlikte yemek yemek mutluluk getirir.
- Sağlıklı besinler güçlü vücutlar yaratır.
- İyi planlama sayesinde eğlenceli etkinlikler yapılabilir.
- Sınıfta yapılan işler birliği ve arkadaşlığı güçlendirir.
- Çocuk Gelişim Hikayeleri için sitemizi takipte kalın!