1. Bölüm: Minik Kız, Büyük Merak
Seda, minik burnu ve tombik yanaklarıyla 7 yaşında tatlı mı tatlı bir kızdı. Gözleri hep parlıyordu çünkü içinde kocaman bir merak vardı. Her sabah uyanır uyanmaz pencereden dışarı bakar, kuşların şarkısını dinler, ağaçlara “günaydın” derdi.
Ama en çok ilgisini çeken şey ne kuşlar, ne salıncak, ne de dondurmaydı. Çiçeklerdi.
Seda çiçeklere bakar, “Bunlar nasıl büyüyor? İçinden neden renk çıkıyor? Neden konuşmuyorlar?” diye sorardı. Ama kimse ona tatmin edici bir cevap veremezdi.
2. Bölüm: Bahçede Bir Sır
Bir gün okul çıkışı annesiyle marketten dönerken, sokağın ucundaki eski evin bahçesine göz attı. Yıllardır kapalı duran o evin kapısı aralıktı. Bahçesinde rengârenk çiçekler, dallarında kelebekler olan kocaman bir hayat vardı.
Seda büyülendi.
O gece rüyasında o bahçeye girdiğini, çiçeklerin ona gülümsediğini, arılarla konuştuğunu gördü.
Sabah uyanır uyanmaz annesine sordu:
— Anne, o eski evin bahçesi kimin?
— Haa, orası mı? Eski bahçıvan Safiye Teyze’nin. Şehre döndü sanırım.
Seda’nın gözleri parladı.
3. Bölüm: Safiye Teyze ile Tanışma
Seda, ertesi gün okuldan çıkınca cesaretini topladı ve o bahçeye gitti. Bahçede beyaz saçlı, güler yüzlü bir teyze çiçekleri suluyordu. Seda eğilip selam verdi.
— Merhaba, ben Seda. Çiçekleri çok seviyorum. Sizinle konuşabilir miyim?
Safiye Teyze gülümsedi.
— Elbette Seda. Çiçek seven biri her zaman dostumdur.
İlk sohbetleri utangaçtı ama Seda’nın içindeki merak, utangaçlığını yendi. Her gün Safiye Teyze’nin yanına gitmeye başladı. Bahçede çiçeklerin isimlerini öğrendi: Ortanca, kasımpatı, menekşe, lavanta, sardunya…
4. Bölüm: İlk Tohum
Bir sabah Safiye Teyze Seda’ya küçük kahverengi bir kese verdi. İçinde minik tohumlar vardı.
— Bunlar sihirli tohumlar, dedi. Ama sihri senin kalbinden geçer. Sevgi olmadan bu tohumlar büyümez.
Seda şaşkındı.
— Nasıl yani? Su yetmiyor mu?
Safiye Teyze başını salladı:
— Su verirsen büyür. Ama sevgi verirsen canlanır.
Seda tohumları ellerine aldı. O an minik bir serüvenin ilk adımı atıldı.
5. Bölüm: Çiçeğin Hikâyesi
Seda, evdeki balkona küçük bir saksı koydu. Toprağı doldurdu, tohumu ekti ve ilk kez hayatında bir canlının ona ihtiyacı olduğunu hissetti.
Her sabah su verdi. Ama sadece su yetmezdi. Ona şarkılar söyledi, hikâyeler anlattı, gününü paylaştı.
Ve bir sabah…
Topraktan minik bir yeşil çıkıntı baş gösterdi. Seda çığlık attı:
— Anne! Anne bak! O doğuyor!
6. Bölüm: Güneş, Rüzgâr ve Seda
Seda çiçeği büyütürken hava da onunla oyun oynuyordu. Bazen güneş gülümsüyordu, bazen rüzgâr hafifçe yapraklarını sallıyordu. Seda her seferinde:
— Merhaba Güneş, hoş geldin Rüzgâr!
diyerek doğayı selamlıyordu. Artık çiçekle birlikte yaşamayı öğreniyordu. Onun uyku saatini, susuz kaldığında neye benzediğini, ne zaman mutlu olduğunu biliyordu.
7. Bölüm: Bahçeye Dönüş
Bir ay sonra Seda, büyüttüğü çiçeği Safiye Teyze’nin bahçesine getirdi. Teyze gözlüklerini taktı, dikkatle baktı.
— Seda… Bu çiçek kalpten büyümüş.
Bahçedeki diğer çiçekler rüzgârda sallanırken yeni geleni selamladılar sanki. Seda artık sadece bir “ziyaretçi” değil, bahçenin parçasıydı.
8. Bölüm: Tohumları Paylaşma
Safiye Teyze bir gün Seda’ya bir teklif sundu:
— Bahar geliyor. Bu yıl çiçek tohumlarını çocuklara dağıtacağız. Onlara da öğretelim mi?
Seda heyecanlandı. Okuldaki arkadaşlarına anlatmaya başladı. Başta kimse ilgilenmedi. “Oyun mu bu?” dediler. Ama Seda vazgeçmedi.
Sonra bir gün küçük Burcu da tohum istedi. Sonra Yiğit. Sonra Mert. Derken, sınıfın yarısı kendi çiçeğini büyütmeye başladı.
Artık bir çiçek kulübü vardı.
9. Bölüm: Minik Çocuklar, Büyük Bahçe
Seda ve arkadaşları her hafta sonu Safiye Teyze’nin bahçesine gelir oldular. Bahçeyi genişlettiler. Saksılar doldu taştı. Artık sadece çiçek değil, domates, biber, nane bile yetiştiriyorlardı.
Mahalleli şaşkındı.
Seda o yıl okulun yıl sonu töreninde sunum yaptı:
“Bir Tohumla Neler Olur?”
Ve sonunda gösterdiler:
— İşte biz bu yıl 23 çiçek, 14 sebze ve 3 ağaç yetiştirdik!
10. Bölüm: Sihirli Gün
Bir sabah Seda bahçeye gittiğinde, Safiye Teyze onu heyecanla karşıladı.
— Seda… Hazır mısın? Bugün büyük gün.
Bahçenin arkasına yürüdüler. Orada küçük bir tepe vardı. Safiye Teyze bir kürek verdi:
— Bu, Senin Ağacın olacak.
Seda, toprak kazdı, kökleri yerleştirdi ve minik fidanı dikti. Gözleri doldu.
— Ben büyüyünce bu da büyüyecek, dedi.
11. Bölüm: Yıllar Sonra
Yıllar geçti. Seda büyüdü, liseye gitti, üniversiteye başladı. Ama çiçek sevgisi hiç bitmedi. Tatillerde hâlâ Safiye Teyze’yi ziyaret ediyor, bahçeye yardım ediyordu.
Bir gün Safiye Teyze ona el yazısıyla bir not verdi:
“Seda’cığım, seninle birlikte bahçem değil, kalbim de yeşerdi. Bu bahçe senindir artık.”
Ve Seda o yaz büyük bir karar aldı:
— Bu bahçeyi bir çocuk doğa okulu yapacağım!
12. Bölüm: Binlerce Ağaçlık Rüya
Seda’nın başlattığı doğa okulu çok büyüdü. Türkiye’nin dört bir yanında çocuklar çiçek büyütmeye başladı. Tohumlar gönderildi, kitaplar yazıldı, etkinlikler yapıldı.
Ve bir gün…
Binlerce çocuk, aynı anda, farklı şehirlerde, aynı tohumları ekti.
O tohumlar fidan oldu.
Fidanlar ağaç oldu.
Ağaçlar ormana dönüştü.
Artık o sadece çiçek büyüten minik bir kız değildi.
Seda, yeşeren bir dünyanın mimarıydı.
🌱 Masalın Mesajı
Her çocuk bir tohumdur. Sevgiyle, sabırla büyütülürse bir gün ormana dönüşür.
Ve unutma:
Bir çiçek büyütmek, bir kalbi büyütmektir.