Bilgisayarla Tanışan Afacan Berdan

1. Bölüm: Meraklı Bir Çocuğun Dünyası

Berdan, 11 yaşında, gözleri merakla dolu, enerjisi hiç bitmeyen bir çocuktu. Mahallenin en afacanıydı ama aynı zamanda en zekilerindendi. Her gördüğü şeyin içini kurcalamak, nasıl çalıştığını anlamaya çalışmak onun doğasında vardı. Eski bir radyoyu parçalara ayırmış, komşuların uzaktan kumandalarını incelemiş, hatta annesinin bozulmuş saç kurutma makinesine bile tornavida daldırmıştı.

Ama bir gün hayatını tamamen değiştirecek bir şeyle tanıştı: bilgisayar.

2. Bölüm: İlk Temas

Bir yaz sabahıydı. Kuzeni Yasin’in evine gittiğinde, salondaki masada parlayan ekranla karşılaştı. “Bu ne Yasin abi?” dedi gözlerini kırpmadan. Yasin gülümsedi: “Bu, bilgisayar. Artık her şey bununla yapılıyor.” Berdan, yaklaştı. Klavyeye dokundu, fareyi oynattı. Ekranda pencere açıldı, ses geldi, ışıklar yanıp söndü. Berdan büyülenmişti.

Daha o gün bilgisayarla arasında özel bir bağ oluştu.

3. Bölüm: Klavye Savaşları

İlk başlarda sadece oyun oynuyordu. “Mayın Tarlası”, “Solitaire”, sonra kuzeni ona “Age of Empires” ve “Counter Strike” gibi oyunlar yükledi. Berdan, oyunlarda ustalaştı. Ama asıl ilgisini çeken şey, bilgisayarın bir “oyun kutusu” değil, sonsuz bir dünya sunmasıydı.

Dosyaların nasıl çalıştığını, masaüstündeki simgelerin ne işe yaradığını, “Denetim Masası”nın neden bu kadar gizemli olduğunu merak ediyordu. Bir gün yanlışlıkla ekran kartı sürücüsünü silip kuzenin bilgisayarını çökertti. Fırçayı yedi ama yılmadı.

4. Bölüm: İnternetle Tanışma

Bir gün Yasin ona “İnternet kafe”ye gitmeyi teklif etti. Berdan’ın hayatında yeni bir kapı aralandı. Bilgisayarlar sıralıydı, herkes farklı bir şeyle meşguldü. Kimisi oyun oynuyor, kimisi sohbet ediyor, kimisi müzik dinliyordu.

“Google”la tanıştığında gözleri ışıldadı. Merak ettiği her şey artık onun parmaklarının ucundaydı.

“Kutup ayıları neden beyaz?”
“Bir bilgisayar nasıl yapılır?”
“Bedava oyun indir.”

Sordu, yazdı, aradı. Kimi zaman virüs yedi, kimi zaman yanlış sitelere tıkladı ama hiçbir şey onu durduramadı.

5. Bölüm: İlk Format Denemesi

Evlerine sonunda ikinci el bir masaüstü bilgisayar alındı. Pentium 4, 512MB RAM, Windows XP kurulu. Berdan için bu, bir hazineydi. Bilgisayarı kurcaladıkça, hızının yavaşladığını fark etti. Kuzeninden “format atmak” diye bir şey öğrendi. Birkaç YouTube videosu izledikten sonra denemeye karar verdi.

Elindeki Windows XP CD’siyle BIOS’a girmeye çalıştı. “Delete tuşuna bas, Berdan… Hadi oğlum…” diye kendi kendine konuşarak denemeler yaptı. Sonunda başardı. Sistem çöktü, kurulum başladı, birkaç kez hata verdi ama sonunda bilgisayar yeniden kuruldu.

Ailesi, Berdan’ın bu başarısıyla gurur duydu. Mahallede artık herkes ona “formatçı Berdan” diyordu.

6. Bölüm: Kendi Blogunu Açtı

İnterneti daha bilinçli kullanmaya başladıkça “blog” kavramını keşfetti. İnsanlar kendi hayatlarını yazıyor, deneyimlerini paylaşıyor, hatta kod bile yayımlıyorlardı. Berdan buna bayıldı. “Ben de kendi sitemi yapmalıyım,” dedi.

Ücretsiz blog platformlarında bir sayfa açtı: afacanberdan.wordpress.com

İlk yazısı: “Format Nasıl Atılır?”
Ardından: Ücretsiz Oyun Siteleri, “Virüslerden Kurtulma Yöntemleri”, “Bilgisayar Neden Yavaşlar?”

Takipçileri artmaya başladı. Hatta bazı yorumlar bile aldı:
— “Teşekkürler Berdan kardeş, bilgisayarım uçtu resmen!”
— “Senin sayende virüsten kurtuldum!”

Berdan kendini bir anda küçük bir bilişim gurusu gibi hissetmeye başladı.

7. Bölüm: Kodla Tanışma

Bir gün HTML diye bir şeyle tanıştı. Etiketlerle yazıların biçimi değişiyor, bağlantılar oluşturuluyordu. CSS, JavaScript derken programlama dünyasına göz kırpmaya başladı. Önce kopyala-yapıştır yaptı, sonra “neden böyle çalışıyor” diye düşünmeye başladı.

İlk olarak bir “merhaba dünya” sayfası yaptı. Sonra bir hesap makinesi kodladı. Ardından basit bir oyun. Artık sadece kullanıcı değil, üretici olmaya başlamıştı.

8. Bölüm: Aileden Gizli Yazılım Kursu

Ailesi hâlâ onun bilgisayarla bu kadar vakit geçirmesinden hoşnut değildi. “Gözlerin bozulacak”, “Sürekli ekran başındasın”, “Çık biraz sokağa, çocuk ol” gibi cümleleri sık sık duyuyordu.

Ama Berdan vazgeçmedi. Mahalledeki kırtasiyeye yakın bir yerde “Yazılım Atölyesi” isminde bir yer açıldığını duydu. Sahibi genç bir girişimciydi ve çocuklara gönüllü kodlama öğretiyordu. Ailesinden gizli haftada iki gün oraya gitmeye başladı.

Orada Python ile tanıştı. Scratch ile oyun yaptı. Arduino kartıyla LED yaktı. Hayalleri daha da büyümeye başladı.

9. Bölüm: Bilgisayarın Ötesi

Berdan artık sadece kod yazmıyor, sistemler kuruyor, ağ yapıları öğreniyor, veri yedekleme, bulut sistemleri gibi konularla ilgileniyordu. Okulda bilişim dersinde öğretmene yardımcı olacak kadar bilgi sahibiydi.

Bir gün öğretmeni onu TÜBİTAK proje yarışmasına yönlendirdi. Berdan, “Mahalle İhtiyaç Takip Sistemi” adında bir yazılım geliştirdi. Mahallede yaşlıların ilaç ihtiyaçlarını takip eden, gönüllü gençlerin yardım edebileceği bir uygulamaydı bu.

Projesi dereceye girdi. Yerel gazeteye haberi çıktı. Ailesi gözyaşlarını tutamadı.

10. Bölüm: Berdan’ın Hayali

Artık Berdan’ın bir hayali vardı: Kendi teknoloji şirketini kurmak. “Afacan Tech” adını vermek istiyordu. Çocuklara teknoloji eğitimi veren, oyunlaştırılmış sistemler geliştiren, eğlenerek öğrenmeyi teşvik eden bir platform…

Geceleri yatağa yattığında hayalini kuruyordu:
“Bir gün çocuklar ‘Bilgisayardan anlamıyorum’ demeyecek. Çünkü ben öğreteceğim.”

11. Bölüm: Bir Milyon Gönüllü Kodcu

Liseye başladığında, Milli Eğitim Bakanlığı’nın “Bir Milyon Yazılımcı” projesinden haberdar oldu. Sertifikalı eğitimler alıyor, sınavlara giriyor, projeler yapıyordu. Artık işin ciddiyetindeydi. Yaz tatilinde part-time bir bilişim firmasında staj bile yaptı.

Berdan büyüyordu ama içinde hâlâ o afacan ruh duruyordu.

12. Bölüm: Son Söz – Afacanlığın Gücü

Berdan’ın hikâyesi, sadece bir çocuğun teknolojiyle tanışması değil; merakın, ısrarın, sabrın ve keşfetmenin hikâyesiydi. Onun “afacan”lığı, doğru yönlendirildiğinde büyük bir potansiyele dönüşmüştü.

Bilgisayar sadece oyun aracı değil, hayallerin, üretimin ve değişimin aracına dönüşmüştü.

Ve Berdan’ın hikâyesi burada bitmedi.

💡 Berdan’dan Gençlere Tavsiyeler

  1. Merak Etmekten Korkma: Her şey bir “Bu ne işe yarar?” sorusuyla başlar.
  2. Yanılmaktan Çekinme: Hatalar en büyük öğretmendir.
  3. Sadece Tüketme, Üret: Bilgisayar sadece oyun değil, yaratıcılığın kapısıdır.
  4. Zamanını Verimli Kullan: Oyun oyna ama öğrenmeyi de ihmal etme.
  5. Paylaş: Öğrendiğini anlat, öğret, blog aç, video çek, kodlarını paylaş.

Sonuç: Her Afacanın İçinde Bir Berdan Yatar

Berdan’ın hikâyesi, aslında birçok çocuğun hikâyesi olabilir. Doğru zamanda doğru yönlendirmeyle, her çocuk geleceğin yazılımcısı, tasarımcısı, mühendis adayı olabilir.

Unutma: Teknolojiye yön verenler, bir zamanlar onunla oynamaya cesaret eden çocuklardı.

Yorum yapın

Masal Oku En İyi Takipçi Satın Alma Siteleri - Çocuk Hikayeleri

Instagram Takipçi Siteleri en iyi ve güvenilir sağlayıcılara ulaşın.