Bir zamanlar, gökkuşağı renkleriyle boyanmış sihirli bir orman varmış. Bu ormanda her şey müzikle çalışırmış: çiçekler sabah şarkıyla açar, ağaçlar rüzgarla melodi yapar, kelebekler dans edermiş.
Bu ormanın adı Melodika’ymış. Ve ormanın tam kalbinde, çok özel dört kız yaşarmış. Onlara “Işık Kızlar” derlermiş ama insanlar onları başka bir isimle tanırmış: Blackpink.
Blackpink kızları ormana ses getiren, herkesi neşelendiren büyülü müzikler yaparmış. Her birinin özel gücü varmış:
- Jisoo, tatlı sesiyle çiçekleri konuştururmuş. O ne zaman gülerse, papatyalar da gülermiş.
- Jennie, güçlü sesiyle rüzgarı yönetirmiş. Rüzgar, onun söylediği notalara göre savrulurmuş.
- Rosé, gitar çaldığında gökyüzü pembeye boyanırmış. Onun müziğiyle kuşlar bile ritim tutarmış.
- Lisa, öyle hızlı dans edermiş ki, ormanın içindeki göller bile dalga dalga ışık saçar, kurbağalar bile zıplaya zıplaya eşlik edermiş.
Bir sabah, Melodika Ormanı’na bir karanlık çökmüş. Renkler solmuş, sesler susmuş. Ne olmuştu böyle?
Ormanın yaşlı ağacı, Notus Dede, konuşmuş:
— Kızlar… Müziğin büyüsü kayboluyor. Çünkü insanlar dış dünyada artık gülmüyor, hayal kurmuyor. Eğer bu böyle giderse, ormanımız sessizliğe gömülecek…
Blackpink kızları birbirlerine baktılar. Jisoo’nun gözleri doldu:
— O zaman biz de dış dünyaya gidip, çocukların kalbini neşeyle doldurmalıyız!
Jennie hemen bir plan yaptı:
— Müzik sahnemizi toprak üstüne taşıyalım. Dans edelim, şarkı söyleyelim, çocuklara umut olalım!
Lisa, mor ışıklı ayakkabılarını giydi:
— Ben dans etmeye hazırım!
Rosé gitarını omzuna astı:
— Hadi, çocukların rüyasına gidelim!
Ve o gece, çocuklar rüyalarında çok garip ama çok güzel bir şey gördü. Gökten bir müzik sahnesi indi. Işıl ışıl parlıyordu. İçinde dört harika kız vardı. Siyah ve pembe elbiseleriyle şarkı söylüyorlardı.
🎶 “Ddu-du Ddu-du” sesiyle çiçekler açtı…
🎶 “How You Like That?” dediklerinde yıldızlar ışıldadı…
🎶 “Pink Venom” melodisiyle ormandaki hayvanlar neşeyle dans etti…
Ama bu bir rüya değildi. Çünkü ertesi sabah, çocuklar uyandığında odalarının penceresinde minik parıltılar vardı. Rengarenk notalar uçuşuyordu. Ve hepsi aynı mesajı taşıyordu:
“Her çocuk bir yıldızdır. Müzik kalbindeyse, ışığın hiç sönmez. – Blackpink”
Çocuklar artık sabahları daha neşeli kalkıyordu. Okul yolunda şarkı mırıldanıyor, teneffüste dans ediyor, arkadaşlarına sarılıyordu. Rüyalarındaki kızları hiç unutmuyorlardı.
Melodika Ormanı’ndaki Notus Dede tekrar konuştu:
— Blackpink kızları görevini başardı. Müzik yeniden çiçek açtı!
Ve o günden sonra, her yıl bir gün, ormanın içinden gökyüzüne doğru bir sahne yükselirmiş. O sahnede dört parıltı dans eder, sadece çocukların görebileceği bir konser verirmiş.
Her çocuk o gece hayal kurmaya başlarmış:
— Belki bir gün ben de onların yanında dans ederim…
Kim bilir? Belki sen de bir gün gökyüzünde pembe bir ışık görürsün… Belki müzik sana fısıldar:
“Blackpink in your dream!”
Ve işte o zaman, hayal kurmaktan asla vazgeçme. Çünkü masallar da müzik gibi: Kalpten gelen her şey gerçek olur 💫🎤